“Adalet mi Dediniz? Trabzon’a Uğramadı Bu Akşam!”
“Adalet mi Dediniz? Trabzon’a Uğramadı Bu Akşam!”
Bir maçtan fazlası: Kırık adalet terazisi, silik bir ikinci yarı ve yaklaşan kupa finali gerçeği
Trabzonspor bu akşam sahada sadece Galatasaray'la değil, futbolun adaletiyle de savaştı.
Ama ne yazık ki bu savaşta yalnız bırakıldı.
İlk yarıda Trabzonspor ne yaptıysa yaptı, Galatasaray'ı zorladı. Rakip ceza sahasında etkili oldu, baskı kurdu. Oyunu forse eden bir Trabzonspor vardı. Derken 44. dakikada Edin Visca'nın Muslera tarafından düşürüldüğü pozisyonla stadyum ayağa kalktı. Net penaltı! Ama hakem "ofsayt" dedi. VAR çizgiyi çekti, ama kimden çekti, nasıl çekti bilinmez. Yine “büyük takım” refleksi devreye girdi. Üstelik o pozisyonda Muslera’nın kırmızı kart görmemesi tam anlamıyla eyyam kokuyordu.
Eyyam bu kadarla kalsa yine iyi.
Galatasaray'ın ikinci golünden hemen önce ofsayt beklentisi vardı. Aynı VAR bu kez sağırdı. Aynı hakem, kör. Bu nasıl sistem? Bu nasıl eşitlik?
Ama şimdi sadece hakemleri suçlayarak Trabzonspor’un ikinci yarıdaki kaybolmuşluğunu görmezden gelemeyiz.
İlk yarıdaki o istek, o baskı, o enerji... Neden kayboldu?
Galatasaray ikinci yarıya vites yükselterek çıktı. Trabzonspor ise geri çekildi, silindi. Orta sahada direnç kayboldu, hücum organizasyonları koptu. Takımda ne bir reaksiyon vardı, ne bir liderlik. Koca 45 dakika boyunca adeta kaderine razı bir Trabzonspor izledik.
Ve şimdi gözler Çarşamba akşamına çevrildi.
Türkiye Kupası Finali…
Bu futbol anlayışıyla bu maç nasıl kazanılacak?
Cevabı net: Bu ruh haliyle, bu ikinci yarı silikliğinde, kazanılamaz. Trabzonspor’un bu maçı unutması, ama dersini unutmaması gerekiyor. Çünkü artık sadece bir kupa finali değil, bir duruş finali oynanacak.
Bu takım sahaya sadece taktikle değil, karakterle çıkmalı. Sadece hakemle savaşmamalı, kendi içindeki korkusunu da yenmeli. Çünkü bu şehir, bu renkler, bu taraftar: Mazlumun sessizliğini değil, direnişini alkışlar.



Yorumlar
Yorum Gönder